Erciyes Cumhuriyet Tırmanışı
Gençlik spor il müdürlüğü önünde 10.00 da tören yapıldı. Etkinliğe TDF Başkanı Alaattin Karaca’da katıldı. Daha sonra konaklayacağımız dağ evine doğru otobüslerle hareket ettik. Odalarımıza yerleştikten sonra özel olarak hazırlanan yemekleri yedik. Bu yüzden rahat bir etkinlikti. Çadır kurmak ve yemek pişirmek yoktu.
Tırmanış 29 Ekim’de saat 03.00’da dağ evinden başladı. 20 dak. Yakın telesiyejle yol kat ettik. Fakat gece soğuk olduğu için keyif vermedi. Yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüşün ardından güneş doğmak üzereydi ve mola vereceğimiz yere gelmiştik. Genelde bu noktada kahvaltı yapılırmış. Gökyüzünün rengi büyüleyiciydi. Sanki daha önce gün doğumu izlememiş gibiydim.
Mola esnasında hocalar kramponların giyilmesi gerektiğini söylediler. Benim ve birkaç kişinin daha kramponu yoktu. Bu şartlar altında belli bir noktadan sonra ilerleyemeyeceğimiz gibi bir ihtimal vardı. Nesrin Topkapı rotasından ilerledik. Zirveye yaklaştığımızda hocalar birer birer geçenlerin kramponu var mı yok mu diye kontrol ediyorlardı. Sıra bana gelmişti ve beklememi söylediler sorun değildi çünkü kramponsuz ilerlemek mümkün değil ise yapılacak bir şey yoktu. Ekibin yarısı ilerledikten sonra araya aldılar beni önümden giden kişinin izlerini takip ettim. Sorunsuz bir şekilde tırmanış devam ederken zirveye 100 m kadar kala dar bir geçiş yeri var orda yığılma oldu. Herhangi birinin dengesiz hareketi diğerlerinin aşağıya yuvarlanmasına neden olabilirdi. Böyle bir durumdayken ellerim beni dengede tutuyordu. Önümdeki kişi benim yukarımdaydı. Onun ayağının olduğu hizaya yakın bir yerde elim vardı. Arkadaşın bir ara dengesi bozuldu ayağını kaldırdı ve ben sakın basma dedikten sonra kramponun parmağımı kesişini izledim(o yüzden arkadaşlar araya biraz mesafe koyalım J ).7-8 adım attıktan sonra düzlüğe geldik ve kanama devam ediyordu.5 arkadaş telaş içinde kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Ben ise oturduğum yerden zirveye doğru giden ve zirveye ulaşan kişilere bakıyordum. Önemli değil bırakın zirveye gidelim dedim ama basınç yapmalarına rağmen kanama durmayınca elim buz gibi olmaya başladı. Değişik bir duyguydu sanki elim dokunsan kırılacak, tuz buz olacakmış gibiydi. Zirvedekiler zirve defterine düşüncelerini yazıp bayrağı açmaya başlamışlardı. Zirveye gitmek istedim çok yakındık. Elim yukarıda yürümeye başladım ve zirvedeydim, bayrağın kenarını tuttum gururla. İstiklal marşını söyledik birkaç fotoğraf çektirebildim ama zirve defterini imzalayamadım. Herkes toplanmış dönüyordu ben ise daha yeni gelmiştim. O karışıklıkta defteri imzalamayı unuttum oysaki yazacaklarımı tırmanırken düşünmüştüm. Bir daha ki sefere…
Sana ulaşma yolunda ilerlerken açılan iz hala duruyor parmağımda. Seni asla unutmayacağım Erciyes!
< Önceki | Sonraki > |
---|